
Çivril Denizli ilinin bir ilçesidir.

Antik dönemdeki adı Peltai'dir.(bu bilgi yanlış! Çivril'in adı Peltai değildi. Bu yer sadece ovada kurulu bir başka yerin tarihsel adıdır. Çivril'in o dönemde varlığı belli değil) Antik dönemde Glaukos denilen Küfu Çayı Lampe denen( Lampe Çivril ovası değil)ovada değildir. Bu ova, Khoma üzerinden Çardak'a doğru uzanan yerdir.
Tarihte Onbinlerin yürüyüşü denen zamanda Pers kralı Daryus DAryus değil, Kserkses ! Sard'dan yola çıkmış bir ay boyunca Çivril ovasında kalarak ordusunun tedarikini gidermiştir. Büyük İskender'in komutanları da bölgenin ekonomik gücünden dolayı Çivril'e uğramış Yavuzca çiftliği denilen yerde üs kurmuşlardır. Burada İskender döneminden kalma kaya mezarları, iki tümüls ve taş kabartmalar vardır. Türkler buraya geldiklerinde "suyu bol olan yer" bol su veren geçit" anlamı taşıyan Çivril ismini vermişlerdir.(bu bilgi de yanlış! Anadolu'da başka yerlerde var Çİvril adını taşıyan) Çivril'in Kocakır mevkii denen bölgesinde "Kervan Yolu" olarak adlandırılan Selçuklular döneminden kaldığı zannedilen yol vardır. Bundan da anlaşılacağı üzere Orta Anadolu'dan Batı Anadolu'ya geçişte Akdağ eteklerinden Hacıkadirler denen bölgeden ve Sandıklı yönünden Menderes Nehrini takiben Cumalar-Işıklı-Koçak-İğdir Yokuşu eteklerinden devamla Bekilli tarafına (Kayı Pazarı) bir kervan yolu olma ihtimali büyüktür. ( Bu yol, Yassıhöyük köyünden geçer ve halen daha kayı yolu diye bilinir)Kervan yolu şu an şehir içinde kalmıştır.

Çivril'e 11 km uzaklıktaki Işıklı nahiyesi MÖ 250 lü dönemlerde Eumania adı altında antik bir kent olup Hierapolis ve Laodikya ile aynı dönemlerde kurulmuştur( Böyle kesin bir bilgi yok). Çivril-Uşak bölgesinde çok sıkça orman niteliğindeki Meşe ağaçlarının kapladığı bölgeye "Meşe Denizi" denilmiştir. Çivril'deki meşe palamutu kaynatıldığında kahverengi kök boya elde edilmektedir. Laodikya'da Romalı askerler için yapılan elbiselerin kahverengi olmasına sebep Laodikyalı tekstilcilerin Çivrildeki meşe palamutundan elde ettikleri kahverengi boyayı kullanmalarıdır.
Net merkezi nüfusu:14.618'dir.Aslında Çivril:Kızılcasöğüt,Menteş gibi buyuk bucaklarla iç içedir.ve bunlarla beraber gelişmiş bir ilçedir(Bucaklarla beraber çivril:26.000).Elması,kirazı,üzümü ile ünlüdür.YEŞİL ÇİVRİL diye de anılır halk arasında.ayrıca buyuk menderes'in en buyuk kolu buradan doğar. Eumenes antik kenti Işıklı Gölü ve Beyce Sultan Höyüğü buradadır.
Çivril tarihi,çok kesin sonuçlar verecek bir incelemeye tabi tutulmamış olup,yörede yaşamış milletlerin kurdukları devletler göz önüne alınarak sonuca varılmaya çalışılmıştır.Çivril,Küçük Asya dediğimiz Anadolu’nun,batısında bulunması ve toprağının verimli olması sebebiyle,tarihin ilk çağlarından bu yana bir yerleşme bölgesi olarak kabul edilmektedir. Dünya tarihi incelendiğinde görülecektir ki,Batı Anadolu her zaman tarihi olaylara sahne olmuş ve çeşitli istilalara uğramış ve burada birçok devletler kurulmuştur.Bu arada Çivril ovası ve çevresinde de bu kabil devletlerin izleri,hükümdarlıkları görülmektedir.İngiliz arkeologları,prof. Seton Lody ve prof. James Melleard’ın Çivril’in 6 km. güneyinde Çivril-Denizli asfaltının sağ tarafında kalan beyce höyükte , 1953-1959 yılları arasında yaptıkları kazılardan anlaşıldığına göre, M.Ö.3000 yıllarına ait çeşitli eserler bulunmuştur.Hitit imparatorluğuna bağlı Arzava Krallığının merkezi olduğu tarihi kaynaklarda belirtilen Çivril’in Beyce Höyüğünde,kazılar sırasında çıkan eserlerin bazılarının,Arzavalılara ait olduğu kabul edilmiştir.Hititlerin,Arzavalılara karşı zaman zaman sefer düzenledikleri bilinmekte olup,bu savaşlar tabiatiyle Arzavalıların bir Şehri olan Beyce’yide etkilemiştir.
EUMENIA


Antik kent, Çivril-Dinar karayolu üzerindeki Işıklı kasabasının bulunduğu alandadır. Kent Bergama Kralı II. Eumenes adına kurulmuştur. Işıklı kasabasının güneydoğusunda bulunan su kaynağı yakınlarında antik döneme ait izler görülmektedir. Bugün 'Sarıbaba Tepesi' olarak adlandırılan dağlık bölgenin üzerindeki düzlük, özellikle Bizans döneminde kale olarak kullanılmıştır. Bu tepenin yamaçları ise Eumenia'nın nekrapolüdür.


Hititlerin Arzavalılar ile ilk temasları Hitit Kralı Labarnaş zamanında olmuştur. Hitit Kralı I. Murşil’in M.Ö. 1650 yılında katli ile ülkede karışıklıklar çıkmış,komşu milletler bu durumdan faydalanmak istemişlerdir.İmparatorluğa bağlı bazı beyliklerde isyan etmiş olup,bu beyliklerden biriside Arvaza Beyliği idi.Hitit Kralı III. Tuthalya zamanındaki kötü idareden faydalanmak isteyen Arzavalılar,güneyden Hitit ülkesine hücum etmişlerdir.III. Tuthalya’nın oğlu Suppiluliuma zamanında,Arzavalılara karşı bir çok seferler yapılmıştır.Kral Kastamonu seferinde ölünce,yerine II.Murşil geçti.II.Murşil’in çocuk olmasından istifade etmek isteyen Arzava Krallığının Şeha Beyi (Büyük Menderes beyi ),Ahhiyavalılar ile anlaşarak,devlete karşı ayaklandılar.Hititlerden 2 defa mağlubiyet gördüler.II.Murşil’den sonra Kral olan Muvattaliş zamanında (M.Ö. 1324-1294)Arzava beyliklerinde,bir takım karışıklıklar olmuştur.Hitit Kralı IV.Tuthalya zamanında,Batı Anadolu’daki Ahhiyavalılar,Arzava beyliklerini zaptettiler.
Hitit Krallığının zayıf olduğu bu sıralarda boğazlardan gelen Firig’lerin istilası,Hitit Krallığına ve Arzava beyliğine son verdi.İlçe ve havalisi,Firigya devleti ile Karyalı’lar arasında sınır bölgesi olması sebebiyle bu devirde de önemini kaybetmemiştir.M.Ö. VIII Y.Y da Anadolu’ya gelen Kimmerler, Frigyalılar’a hücum etmiş,Frigya Kralı,Midas Kimmerlere maglup olmuştur.(M.Ö.676)
Firigyalılar’ın hakimiyeti,Kimmerler’in akınlarıyla sona erince,Batı Anadolu’da Tire Beyi Giges tarafından,Lidya Devleti kuruldu.Lidyalı’ların sınırları,Kızılırmağa kadar dayanır. Çivril ve havaliside bu sınırların içinde kalır.Bu durum pers’lerin istilasına kadar kadar devam eder.Pers Kralı Kiros zamanında Çivril,Pers yönetimine girmiştir.Persler’e ait olduğu kabul edilen tarihi kalıntılar,Çivril’e 20km. mesafede bulunan,Yavuzca çiftliğindeki höyük ve aynı yerde kayalar üzerinde yapılmış süvari ve araba kabartmalarıdır.
Makedonya Kralı Büyük İskender’in M.Ö. 334 yıllarında Anadolu’nun batı kısımlarını ele geçirmesinden sonra,Çivril havalisi bu krallığın idaresine girmiştir.Bunlardan sonra ilçede, Selevki Krallığı ve Bergama Krallığının idareleri görülür.
M.Ö. 130 yıllarında Çivril ve havalisi Romalıların yönetimine girmiştir.İlçede Roma devri eserlerine,Işıklı da (Eumenia),Gümüşsu da (Sablaion),Irgıllı kasabasının 3km.uzağında , halen {Kale Yıkığı }isimlendirilen yerde,Yuvaköy ve Beydilli köyleri çevresinde rastlanmaktadır.525 yıl Roma idaresinde kalan Çivril,imparator Teodesius’un imparatorluğunu M.S. 395 yılında ,2 oğlu arasında bölüştürmesi sebebiyle ,Doğu Roma imparatorluğunun sınırları içerisinde kalmıştır.Teodesius’un büyük oğlu Arkadasius’a kalan Doğu Roma imparatorluğu Bizans imparatorluğu adıyla anılmış ve Çivril yaklaşık 850 yıl kadar,bu imparatorluğun idaresinde kalmıştır.
Tarihi kayıtlara göre;Çivril ve Denizli çevresinin,20 yıl kadar Türklerin idaresinde kaldığı anlaşılmaktadır.1097 yılında Bizanslıların eline geçen bu bölgeyi,Anadolu Selçuklu Sultanı I.Kılıçarslan ,1102 yılında tekrar geri almıştır.Bu yıllardan sonra Çivril ve havalisi,bir kaç defa Bizanslılar ile Türkler arasında el değiştirmiştir.1102 yılından sonra Bizans imparatorluğunun tarihi kayıtlarına göre,Beşparmak dağlarına kadar geldiği,bu arada Çivril ve havalisindeki Türklere kadın-çocuk demeden,büyük zulüm ve katliamlar yaptığı anlaşılmaktadır.Hatta küçük çocukların kazanlarda kaynatıldığı dahi tarih kitaplarında geçmektedir.Çivril ve civarının,1119 yılında tekrar Selçuklular tarafından alındığını ve Menderes nehrinin iki ülke arasında sınır kabul edildiğini görüyoruz.
Çivril'in beldeleri
Çivril'in köyleri